‘’UYU YOKSA KOKOR GELİR’’

Bu yazıyı okumaya başladıysanız eğer, birazdan çocukluğunuza ineceksiniz. Annenizin dizinde uyuduğunuz günler gelecek aklınıza. Çocukluk korkunuz, geceleriniz kabusu Kokor’la tanışacaksınız.

Umarım çağrışım yapmışsınızdır.

Hani anneniz sizleri dizlerinde uyutmak için sallarken ‘Uyu yoksa Kokor gelir’ derdi ya,
işte o Kokor.
Hani karanlıkta arkadaşlarınızla şakalaşırken ‘Şimdi Kokor gelecek’ derdiniz ya,
işte o Kokor.
Hani bir komşunuzda yaramazlık yapmayasınız diye çağrılan Kokor vardı ya hani,
işte o Kokor.

Hiç merak ettiniz mi, Kokor nedir diye?
Hiç sorguladınız mı geçmişinizi, neden hep Kokor’la korkutulduk dediniz mi hiç?

Bence demediniz.
Herkes korktu Erzurum’un Diablo’suyla tanışmaktan. Ve kimse sorgulamadı.

Kime sorsak bir öcü der, bir yaratık der Kokor için.

Peki hiç aklınıza gelirmiydi Kokor’un bir öcü bir yaratık değil de bir insan olabileceği!
A pardon insan mı dedim. Aşağılık bir insan olacağı, insanlığını unutmuş bir insan olacağı.

Kokor; meşhur cani, Ermeni çetecisi Kokor.
1892 Horasan – Zanzak Doğumlu Kokor. Nam-ı diğer Zanzaklı Kokor.


1916 Gazi İlkokulunu önü Rus işgali


Ruslar Erzurum'u işgal ettikten sonra, bir dönem şehrin asayişi Rusların elindeydi. Ruslar Ermenileri uzak tutmaya çalıştılar. Fakat başaramadılar. Çünkü oyunun başlangıcında kullanılan Ermeniler artık figüran olmak istemiyorlardı.

Ve oyunun ikinci safhasına geçildi.

Oyunun ikinci safhasında ermeni çeteleri kuruldu. Bu çeteler ilk başlarda kendi ırkından Ermenilere kesip katletmeye başladılar. Ermeni köylerini talan edip ‘bunu Osmanlı yapıyor’ nidaları yükseltiler.

Nihayet Rusya amellerine ulaşmış Ermenileri Osmanlıya karşı kışkırtmayı başarmıştı.

Bundan sonra ki olayların çoğu bilinmektedir.

Bilinmeyen bir de Kokor vardır.
Bu insan görünümlü Ermeni çetecisi Mendebur Kokor.

Bazen Müslümanları kılıçtan geçirmiş, bazen evleri talan etmiş köyleri yakmış. Bazen hamile bir kadını karnından defalarca bıçaklamış. Bazen yaşlı bir adamın karnını deşip içine barut
doldurup yakmış. Bazen kundaktaki bebelerin üzerlerine asit dökmüş. Bazen sübyanlara tecavüz etmiş.

Daha niceleri.
Benim yazmaya dilim varmıyor elim gitmiyor. Sizleri de okuyarak perişan etmek istemem.
Benim bahsettiğim şey yüz yıllık bir korku. Yüz yıllık bir kabus. Yüz yıllık bir ihanet.

Dünyanın hiçbir yerinde bu türde bir olay daha görülmemiştir. Ve de dünyanın hiçbir yerinde böyle bir korku misali bulunmamaktadır.

Şimdi soruyorum katliamı kim yapmış. Geçtiğimiz aylarda Fransa da geçen anayasa teklifi sonrası içim bir daha parçalandı.

Dediler ki Türkler Ermenileri katletmiştir. Bu nasıl bir ihanet nasıl bir yanlıştır ki Aydın sayılan insanlar tarihçiler bunu görmezden gelir.

Tayfun Sefa Ünal

Lütfen Resmin Üstüne Tıklayınız


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder