17 Nisan 2024 Çarşamba

Söğütlü Köyü – Balıklı Göl ve Dilek Taşı Efsaneleri

 

Söğütlü Köyü, Ilıca’ya yedi, Erzurum’a da on beş kilometre mesafededir. Burada, Urfa’daki, İbrahim Peygamber’in ateşe atılması sonucunda oluşan göle yakın bir özellik taşıyan,  içinde otuz-kırk santim büyüklüğünde balıkların bulunduğu bir kaynak göl bulunmakta. Bu göle “Balıklı” denmekte ve içindeki balıklarda kutsal sayılmakta. Zaten balıkların üzeri yaralı gibidir. Birde “Dilek taşı” denilen kayalık     vardır, gölün yanı başında. Gölün ve kayalığın efsaneleri de oldukça ilginçtir.


“Çok eski zamanlarda Balıklı Gölün bulunduğu yerde, çobanlık yaparak geçimini sağlayan çok dindar bir adamla hanımının yaşadıkları ev varmış. Çobanın hanımı o yaşa değin hiçbir yabancı erkeğe görünmemiş. Bir gün çoban koyunlarını otlatmak için dışarıdayken evine bir fakir gelip, hanımından “Allah rızası” için ekmek istemiş. Kadın “Allah rızası” sözünü duyunca, fakire ekmek ve bazı yiyecekler vermiş.  O sırada fakir, kadının yüzünü görmüş. Çoban ermiş kimse olacak ki, karısının namahreme göründüğü kendisine ayan olmuş. Akşam eve geldiğinde, karısına yabancı bir erkekle görüşüp görüşmediğini sormuş. Kadın da, bir fakirin Allah’ın adını anarak kendisinden ekmek istediğini, ekmeği verirken de adamın gayriihtiyarî yüzünü gördüğünü söylemiş. Çoban, alev alev yanmakta olan tandırı işaret ederek, “Madem sen Allah rızasına bu kadar değer veriyorsun, o zaman Allah rızası için kendini şu tandıra at,” demiş. Kadın, gözünü kırpmadan hemen kendisini tandıra atmış. O anda alevlerin yükseldiği tandır kuyusu, biranda dupduru suyla dolu bir göle dönüşmüş. Bu hali gören kocası da hemen atlamış göle! İkisi birden balık oluvermişler gölün içinde. Bu gün gölde bulunan iki renkli balıklar o zamandan beri çoğalıp gelmişler. Kimse dokunmaz, daha doğrusu dokunamazlar bu balıklara. Çevredeki inanışa göre, onları avlayan veya zarar veren mutlaka cezasını bulur.


Rivayete göre; Rusların Erzurum’u işgalinde bu köye de Rus askerleri gelir. Ruslar göldeki balıklardan yakalamaya kalkışırlar. Köylüler balıkların kutsal olduğunu, onlara dokunmamalarını söylerlerse de Ruslar aldırmazlar. Yakaladıkları balıkları pişirip yemeğe kalkışırlar, balıklar uçarak tekrar göle dönerlerken, balıkları yakalayan Rus askerlerin kolları, ayakları kilitlenir, dilleri de tutulur.

Dilek taşı efsanesi ise, “dileği olanlar, abdest alıp dileklerini tuttuktan sonra, küçük, yassı bir taşı dilek taşına sürerler. Eğer dilekleri gerçekleşecekse, küçük taş dilek taşına yapışırmış. Gerçekleşmeyecekse taş durmaz, düşermiş.

Bazı geceler Dilek taşının kovuğunda mum yandığı olurmuş. Beyaz cübbeli birisinin bu kovuktan çıkarak, gölden abdest aldığı ve tekrar eski yerine gidip kaybolduğu da sık sık görülürmüş.”




Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren’de Balıklıyı ziyaret etmiştir. Epeyce bir zaman bakımsız kalan Göl ve çevresinde, birkaç yıl önce Büyükşehir Belediyesi bazı düzenlemeler yaptı. Ancak bu tür değerlerin korunmasında öncelikle çevresinde yaşayan insanların büyük sorumlulukları vardır. Çünkü doğanın insana sunmuş olduğu birer hazine niteliğindeki böylesine tabi-doğal değerler Şehrimizin ve Ülkemizin tarihi-turistik ve kültürel yönlerden zenginlikleridir. Evet, çevrelerinde tarihi-kültürel-folklorik eserler bulunan her kişi ve kuruluşlar bu eserleri koruyup-kollamak yönünden birinci derecede sorumludurlar.”  


Eğer bostan sökümünde yolunuz Söğütlüye düşerse, Balıklıyı ziyaretin ardından, bostanlarda yetiştirilen, yeşil soğan, tere, lahana, havuç, turp gibi bostan ürünlerden almayı da unutmayınız.

Söğütlü- Ilıca arası 7 kilometre. Yol asfalt. 5-10 dakikada Ilıca’ya gidip, günün yorgunluğunu kaplıcalarda atarak, hoş bir gün geçirmiş olarak evinize dönebilirsiniz.  


29 Mart 2024 Cuma

Erzurum’da Ramazan Gelenekleri ve Ramazan Akşamları 3. Bölüm


 Erzurum’da Ramazan Gelenekleri ve Ramazan Akşamları” 3. Bölüm videosunda; Yazar, Şair, Gazeteci ve Sahaf Nizamettin Korucu ile söyleşi. 

Asaf Bulmuş, Hatim geleneği hakkında bilgi verdi.  


Yüzlerce tarihi eşya
ve araç-gereçlerin sergilendiği zengin bir müze, nostaljik, otantik ve oldukça konforlu kafe/restoran olan Tarihi Erzurum Evleri hakkında bu nezih mekanın kurucusu ve sahibi olan Siyami Yalçın ile söyleşi.
 

Tarihi Yakutiye Medresesi Bahçesinde düzenlenen Ramazan etkinliklerinde Hacivat Karagöz gösterisi.
 

 


Tarihi Müceldili Konağından görüntüler.




23 Mart 2024 Cumartesi

#Erzurum’da Ramazan Gelenekleri ve Ramazan Akşamları 2. Bölüm


Bu video; Nesimi Ateş’in söylediği, Alvarlı Muhammed Lütfü Efe’nin, ‘Mevla'ya emanet olsun Erzurum’ Gazeliyle başlıyor. Ardından, Murat Paşa Caminin zarif minaresinden yükselen Medine usulü yatsı ezanı ve Teravih Namazından kısa bir kesit, sonrasında da Murat Paşa Cami’nin Müezzini Fatih Şeker’in okuduğu, Erzurum’a özgü ‘İşfeelena Duası ve Amenerresulu yer alıyor. 

20 Mart 2024 Çarşamba

Erzurum’da İftar Vakti ve Sonrası İbadetler ve Gelenekler 1. Bölüm


Erzurumlulara özgü iftar sofrasından ve iftar sonrası geleneklerden görüntü ve bilgilerin yer aldığı, “Erzurum’da Ramazan ve Ramazan Akşamları” video serisinin 1. bölümünde Araştırmacı Yazar Ömer Yaşar Özgödek’le yaptığımız kısa bir söyleşide yer almaktadır.  

18 Mart 2024 Pazartesi

ERVAK Başkanı Erdal Güzel Yazdı: Aşağı Mumcu Cami'de İftar Geleneği

 


Erzurum Aşağı Mumcu Cami İftar Geleneğini Sürdürüyor

Ramazan ayının ilk günlerindeyiz, Ekonomik sıkıntılar iftar sofralarını vurmuş olsa da âdet haline gelmiş iftar davetleri de hız kesmeden devam ediyor. Etkili ve yetkililer, siyasi partiler, tuzu kuru olanlar gösterişli iftar sofraları ve seçkin davetlileriyle iftarlarını açıp Hakk’ın rızasını kazanacaklarını zannede dursunlar; bir kısım gönül insanları da fakir fukara ile iftar etmenin, onlara sıcak yemek götürmenin heyecanı içerisinde Hakk’ın rızasını kazanma gayretindeler.


İşte bu sorumluluk düşüncesi ile hareket eden ve iftar sofralarına anlam katan gönüllü bir hizmet, yaklaşık 17 yıldan beri Aşağı Mumcu Camii tarafından hiç aksatılmadan yürütülmektedir.Günümüzde hayırseverlerin, hayır kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin yaptıkları bu hizmeti bir caminin yapması son derece anlamlı ve bir o kadar da takdirkâr bir davranıştır. 👋👋👋

Ülkemiz cami sayısıyla gıpta edilecek bir zenginlikte olsa da, çoğu caminin Hz. Peygamber dönemindeki fonksiyonlarını tam manasıyla yerine getirdiği söylenemez. Beş vakit namazın dışında kapıları kapalı olan, çevresindeki sosyal sorunlardan habersiz ve sorumluluk alanlarının farkında olmayan camilerin varlığı elbette ki sorgulanması gereken bir durumdur. 👍👍👍

Aşağı Mumcu Camii yapmış olduğu hizmetleri ile cami bilincini ortaya koyan örnek bir camidir. Cami imamı, müezzini ve cemaatin, aynı sorumluluk düşüncesi içerisinde olmasıyla sağlanan bu bilinç Aşağı Mumcu Camii’ni farklı kılmaktadır. 👃👃👃


Aşağı Mumcu Camii, Ramazan ayı boyunca her gün 500 kişiye dört kap yemek ve ekmek dağıttığı gibi 300 öğrencilere burs vermekte; ayrıca ihtiyaç sahibi ailelere de yardım kolileri götürmektedir. 👋👋👋

Her gün Öğle ve Yatsı namazlarından önce tefsir derslerinin yapıldığı camide, İkindi namazından önce vaaz verilmekte olup cemaat dinî konularda aydınlatılmaktadır. Çorap ihtiyacı olanlara ücretsiz çorap dağıtılan camide muhtelif zamanlarda üniversite öğrencilerine yemek ve cep harçlığı dahi verilmektedir. 👋👋👋

Caminin mahalleli tarafından sahiplenilmesi ise görülmeye değerdir. Mahalle gençlerinin sahurdan önce yemekhanede arı gibi çalışmaları, mahalleli hanımların kadayıf sarmaları anlatılır gibi değildir. 👐👐👐

Bahçesinde dut, ceviz, kiraz gibi ağaçları olan cami, çevre bilinciyle de kendini göstermektedir. Kendisine ait imam ve müezzin lojmanı ile Kur’an Kursu binası bulunan Aşağı Mumcu Camii, yaptığı hizmetlerle cami bilincini yansıtması açısından etrafına güzel mesajlar vermektedir.


Mahalledeki kız çocuklarına ve hanımlara Kur’an Kursu verilen binada, bazı zamanlar şiir dinletileri ve farklı konularda halkı aydınlatıcı sohbetler yapılması ise alkışlanacak bir hizmettir. 👏👏👏Cemaati olduğum Aşağı Mumcu Camii’ne her gidişimde doyumsuz bir manevi lezzet aldığımı ve bu yapılan hizmetlerden dolayı müthiş bir sevinç duyduğumu rahatlıkla söyleyebilirim.

İslâm Coğrafyasının her köşesindeki camilerde böyle hizmetlerin fazlasıyla verilmesini temenni ederken bu bilincin sağlanmasına öncülük eden Aşağı Mumcu Camii İmamı Hüseyin Çelebi Hocamız başta olmak üzere Müezzin Hasan Yeşilkent’e, Kur’an Kursu öğreticisi Zeynep Bostancı ve arkadaşlarına, cami cemaatine, mahalle sakinlerine, özellikle de bu hizmeti sahiplenen gençlere sonsuz şükranlarımı sunarım. 👃👃👃

Erdal GÜzel





10 Mart 2024 Pazar

Oruçlu Şehir ERZURUM

 


Ramazan-ı Şerif Dadaşlar için kutlu bir misafirdir. Üç ayların başlangıcı, Hicri aylardan Recep ayının gelmesiyle Ramazanın aydınlığı düşer Erzurum'a ve Kutlu misafir için hazırlıklar ta o günden başlar.

Erzurum’da Ramazan dini bir vecibe olmasının yanı sıra, köklü bir gelenek haline gelmiştir. Dadaşlık Kültürü içerisinde, Ülkemizde hatta başka ülkelerde olmayan Ramazanla ilgili birçok güzel adetler, gelenekler oluşmuş ve devam ettirilmektedir.

Erzurum’da, gece-gündüz, yediden yetmişe insanların elinden-dilinden Kuran eksik olmaz Ramazanda. Evlerde, camilerde hatimler okunur, dinlenir, Şerefe-Arefe günleri de bu Hatimlerin duaları yapılır. Erzurum'daki birçok camide teravih namazı Hatimle kılınır. Teravih Namazının ardında İşfeelena Duası sadece Erzurum Camilerinde okunur. Bunlara benzer birçok güzellikler Erzurum Ramazanlarında yaşanır.


Ramazanda iliklerine kadar Oruçlu olan bu güzel Şehrin-Dadaşların bir günlük Ramazan coşkusunu buyurun beraber izleyelim.

İŞFEELENA DUASI


Erzurum’a has çok güzel Ramazan geleneklerinden biriside İşfeelana Duasıdır. Teravih Namazlarının ardından, güzel sesli müezzinler, hafızlar tarafından hoş bir sedayla okunan bu sırlı dua ibadetin hazzını zirvelere çıkarır. Amin amin aminlerle kubbeler çınlar, yürekler titrer.

Erzurum’un tarihi camilerinden Muratpaşa’da kılınan teravih namazından kısa bir kesitlik bölüm izledikten sonra İşfeelana duasına amin diyeceğiz.

Ancak bunlardan önce Muratpaşa’nın zarif minaresinden yükselen Medine Ezanını dinleyeceğiz, Hadi buyurun.



22 Ocak 2024 Pazartesi

Erzurum'da Kurulacak Türkiye'nin İlk GES Üretimli Elektrik Depolama Projesi ÇED Onayı Aldı


Güneş, su ve rüzgar olarak sadece yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretim yapan 700 MW’lık kurulu güce sahip Akfen Yenilenebilir Enerji, Erzurum’un Aşkale ilçesinde geliştirilen Gelinkaya Güneş Enerji Santrali ve Elektrik Depolama Tesisi projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı aldı. 35,75 MWm / 30 MWe gücünde olan ve 44,86 hektarlık alana kurulacak santral, 30 MWe / 60 MWh kapasiteli modern bir depolama tesisini de içeriyor.

Karar ile birlikte Akfen Yenilenebilir Enerji, halen yatırım aşamasında bulunduğu toplam 285 MWe kapasiteli müstakil elektrik depolama projelerinden ilki için “ÇED Olumlu” kararı alırken, aynı zamanda bu karar Türkiye genelinde GES üretimli elektrik depolama alanında ilk ÇED Olumlu kararı alan proje olma özelliğini de taşıyor.


Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Mustafa Kemal Güngör, “Şirketimizin sürdürülebilir enerji çözümleri alanında yatırım portföyünü büyütme hedefi doğrultusunda, Türkiye genelinde güneş enerjisi üretimi ile entegre edilen ilk elektrik depolama projesi olma özelliğini taşıyor” diye konuştu.

Güngör, “Akfen Yenilenebilir Enerji olarak, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve enerji depolama çözümlerinin entegrasyonu konusundaki kararlılığımızı sürdürüyoruz. Bu proje, ülkemizin yenilenebilir enerji alanındaki yol haritasına değerli bir katkı sağlayacak ve enerji dönüşümü sürecimizde önemli bir rol oynayacaktır” ifadelerini kullandı.

Akfen Yenilenebilir Enerji Hakkında: