ERZURUM’DA OSMANLI DÖNEMİ HANLARI


Erzurum’da günümüze ulaşan 7 tarihi han Osmanlı dönemine aittir. XVI. XVIII. -XX. yüzyıllardan kalan hanların üzerinde ikisi dışında kitabe bulunmamaktadır. Erzurum hanları planları bakımından birbirleri ile benzerlik göstermezler.

Rüstem Paşa Kervansarayı, Kamburoğlu Hanı ve Hacılar Hanı açık avlulu; Cennetzade Hanı, Gümrük Hanı, Hapan Han ve Komisli Han kapalı avlulu han şemasındadır. İki katlı düzenlenen Rüstem Paşa Kervansarayı hariç, diğer hanlar tek katlı inşa edilmiştir.



Erzurum hanlarında dükkânlar caddeye açılmamaktadır. Avlu etrafına sıralanan odalar, kendi içerisinde şekillenmiştir. Bu uygulama bölgenin sert iklim koşullarından kaynaklanmaktadır. Fonksiyonellikleri ile ön plana çıkan hanlarda süslemeye yer verilmemiştir. Hanlarda kesme taş, moloz taş ve ahşap malzeme kullanılmıştır.

HACILAR HANI 1940'lı yıllar
Hanlar, çeşitli mal ve eşyanın alınıp satıldığı, uzak yollardan gelen yolcuların, seyyahların, tüccarların konakladığı, hayvanlarının barındığı fonksiyonel yapılardır.

Çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Erzurum, asırlar boyunca stratejik konumu ve İpekyolu üzerinde bulunması dolayısı ile canlı bir ticaret merkezi olmuştur.

Tarihi kaynaklarda XI.-XV. yüzyıl arasındaki dönem içerisinde Erzurum ticari hayatıyla ilgili bilgiler çok sınırlıdır. Oysa XVII.- XIX. yüzyıllara ait seyahatnamelerde Erzurum ticari hayatı ve bu hayatın bir parçası olan hanlar hakkında dikkate değer bilgiler vardır.
XVII. yüzyıl ortalarında Erzurum’u ziyaret eden ve burada gümrük kâtipliği yapan Evliya Çelebi, konu ile ilgili şunları belirtmektedir: “Şehrin 70 kadar tüccar hanı var. Fakat başka şehirlerin hanları gibi kurşun örtülü değil toprak örtülüdür… Gürcü Kapısı varoşu kalenin kuzey tarafında olup içinde binlerce ev ve dükkânlar ve hanlar vardır. Hala da imar edilmektedir. Bütün bezirgânlar burada otururlar. Benim kâtibi olduğum gümrük de buradadır. Dört tarafında Arap, Acem, Hint, Hatayı, Hıten bezirgânlarının hanları var. İstanbul ve İzmir gümrüğünden sonra en işlek gümrük bu Erzurum gümrüğüdür. Çünkü tüccarına adil davranırlar…”

1632’de Anadolu seyahati sırasında Erzurum’a gelen Jean-Baptiste Tavernier eserinde şunları yazar. “… Erzurum Türkiye’nin en büyük kavşak noktalarından biri olduğu için tıpkı Tokat gibi bu kentte de birçok kervansaray var…”
XVIII. yüzyıl başlarında Erzurum’u ticari açıdan değerlendiren bir diğer seyyah, Joseph de Tournefort’tur. Seyyah eserinde “…Bütün Türkiye’ye İran’a ve hatta Hindistan’a taşınan kap kacak dışında Erzurum’da çok büyük zerdeva (sansar) kürkü ticareti yapılır… Halep ve Bağdat çevresinde Araplar cirit attığı için Erzurum Hindistan’dan gelen bütün malların geçtiği ve depolandığı kenttir…” şeklinde açıklama yapmaktadır.


1827’de Erzurum’a uğrayan ve izlenimlerini seyahatnamesinde anlatan Victor Fontanier, Erzurum’un doğu- batı arasında ticari bir merkez olduğunu kaydetmektedir.

 1828-1829 Osmanlı Rus Savaşı sonunda Erzurum’a gelen Aleksandr Puşkin, savaşın yanı sıra Erzurum’a ait izlenimlerinde “… Erzurum Asya Türkiyesi’nin en önemli kenti sayılıyor… Avrupa ile doğu arasındaki başlıca kara ticaret yolu Erzurum’dan geçiyor. Fakat kentte çok az mal satılıyor. Malları burada ortaya dökmüyorlar…” diyerek kentin ticari önemi üzerinde durmaktadır.

Eli Smith ve H. G. O. Dwight 1830’da Erzurum’dan geçmiş ve eserlerinde Erzurum ticari hayatına dair bilgilere yer vermişlerdir. “…Erzurum Güney Afrika’daki Ümit Burnu’nun keşfine kadar oldukça canlı ticarete sahipti. Hint ve İran pazarı malları buradan Avrupa’ya taşınmakta idi. Şu anda savaş halinin sona ermesi ile Gürcistan ile canlı ticari imkânlar mevcuttu…”

1838’de Erzurum’da bulunan Williame John Hamilton seyahatnamesinde “… Erzurum’un transit ticaretin önemli bir merkezi olduğunu, demir ve pirinç eşya ürettiğini, İran’dan ham ya da işlenmiş ipek ve kaşmir yün geldiğini, karşılığında pamuklu ve yünlü mamuller satıldığını…”anlatır.

Horatio Southgate 1838’de geldiği Erzurum’da ticari hayat hakkında bilgiler vermekte ve kentte altı büyük hanın varlığından söz etmektedir.

1869 yılında Erzurum’a gelen seyyah Theophil Deyrolle kentin ticari önemine işaret ederek transit ticaretin yoğun olduğunu kaydeder.

1876-1877’de İstanbul’dan başladığı gezisini Doğu Anadolu’ya kadar uzatan ve Erzurum’da da bulunan Fred Burnaby diğer seyyahlar gibi kentin transit ticaretteki önemine değinerek, Tahran ile İstanbul arasındaki mal akışını sağlayan merkez olduğunu söylemektedir.

1898’de Erzurum’a gelen H. F. Blosse Lynch, kentin yapısı, anıtları, günlük hayatı ve kurumlarına ait ayrıntılı bilgiler verir. Lynch, eserinde ticari hayattan da söz etmektedir. “… Erzurum sadece doğunun anahtarı değil, aynı zamanda ticaret merkezidir. Cenevizliler tarafından oluşturulmuş 1830’lu yıllardan sonra Kara Denizde başlayan buharlı gemi trafiği nedeniyle kara trafiği azalmış, ağırlık Trabzon-Erzurum-İran yoluna kaymıştır…”
 XVII.-XIX. yüzyıllarda Erzurum’dan geçen seyyahların eserlerinde kentin bir ticaret merkezi olduğu belirlenmekte ise de, bu ticaretin yapıldığı hanlar hakkındaki bilgiler sınırlıdır. Erzurum’da günümüze ulaşan yedi tarihi han vardır. Bunlar XVI. XVIII.- XX. yüzyıl Osmanlı hanlarıdır. Ancak çok sayıda hanın varlığı Erzurum’u çeşitli amaçlarla ele alan arşiv belgelerinden anlaşılmaktadır. Bu belgelerden Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi (VGMA. ) Erzurum Vakıf Defterlerindeki vakfiyeler son derece önemlidir.



Tespit edilebilen en erken örnek, 980H./ 1572M. tarihli Ali Paşa Vakfiyesinde Nimetullah Mahallesi Erzincan Kapıda bulunan Deve Hanıdır.

İskender Paşa Mahallesinde İpekçiler Hanı, 1034H./ 1624M. tarihli vakfiyede Hoca Hanı, Gölbaşı Mahallesinde Serdar Hanı ve Odabaşı Hanı18 XVII. yüzyıl vakfiyelerinden tespit edilen hanlardır.



XVIII. yüzyıl vakfiyelerinde isimleri geçen günümüze ulaşmayan hanlar
Zeynel Camii yakınında İsmail Efendi Hanı, Gölbaşı Mahallesinde Tüfenkçiler Hanı, Kadızade Mehmet Efendi Hanı, Tozhan Hanı, Osmanım Hanı, Mahdud Hanı, Esb Meydanında Nısıf Hanı, Mazlum Ağa Hanı ve isimsiz bir han, Gümrük Hanı yakınında Hacı Bali Hanı, Mumcu Süfla Mahallesinde Kazazoğlu Hanı, Ali Paşa Mahallesinde Ahmet Ağanın Vakf Hanı, Köprü Başında Kıta Han, Kurban Ağa Hanı ve Pervizzade Hanı , Esb Meydanında Püşe Mahallesinde İpekbükücü Hanı, Ali Paşa Mahallesinde Müftü Efendi Hanı,Tebriz Kapı Haricinde Şabahane Yakınında Hacı Paşanın Hanı, Zembilciler Çarşısında Mehmet Kethüdaoğlu Hanı, Zorlu Han, Büyük Han, Küçük Salih Ağa Hanı, İç Meydanda Kepen Hanı XVIII. yüzyıl vakfiyelerinde isimleri geçen günümüze ulaşmayan han yapılarıdır.
Ali Paşa Mahallesinde Kağızmani El Hac İbn Ahmet Vakıf Hanı, Gölbaşı Mahallesinde Tütüncü Hanı, Ali Paşa Mahallesinde Çinçink Vakıf Hanı, Teymurayak Mahallesinde Debbağoğlu Hanı ve İt/ Yiğit Uyutmaz Hanı, Ali Paşa Mahallesinde Kadızade Hanı, Zahire Meydanında Nurullah Ağa Bin Mehmet’in Hanı, Ali Paşa Mahallesinde Suraslı / Sivaslı Hanı, Ali Paşa Mahallesinde Mansuroğlu Hanı, Erzincan Kapıda Gübre Hanı, Kömürcüler Kapısı Çeşme-i Kebir karşısında Açıkhan XIX. yüzyıl vakfiyelerinden tespit edilen hanlardır.


Ayazpaşa Mahallesinde Kül /Gül? Hanı, Ali Paşa Camii yanında Mollaoğlu Hanı, Kozman? ve Mustafa Hanı, Mumcu Mahallesinde Menzilci Mehmet Emin Ağa Hanı XX. yüzyıl vakfiyelerinde geçen han isimleridir. Ayrıca Ali Paşa Mahallesinde isimsiz bir han, Turhal Hanı, Kuyumcular suki başında Mehterler Hanı vakfiyelerde geçen diğer han isimleridir.

13 Eylül 1926 tarihli vakfiyeden Gürcükapıda Çayır Hanı, Ali Ağa Mahallesinde Şamil Hanının varlığını öğreniyoruz. Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan Maliye Nezareti 1261-1262 H./1845-1846 M. tarihli Erzurum Temettüat Defterleri vergi düzenlemesi amacı ile tutulmuş arşiv belgeleridir. Şehrin sosyal ve ekonomik durumu hakkında bilgi veren Temettüat Defterlerinde daha önce XVIII. yüzyıl vakfiyelerinde de tespit ettiğimiz Kazazzade Hanı, Mazlum Ağa Hanı ile Sinanoğlu Hanı ve Zorluzade Hanlarının isimleri ve hisse sahiplerine ait bilgiler bulunmaktadır.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Maliye Nezareti Ceride Defterleri Tasnifine göre, bu dönemde şehirdeki han sayısı 17 olarak gösterilmiştir.

XIX. yüzyıl Erzurum Salnameleri, günümüze ulaşmayan hanların isimleri ve sayılarını belirtmesi açısından önemlidir.1288 H./1871 M. tarihli Salname-i Erzurum’da han sayısı altmış, 1303 H./1887 M. tarihli Salname-i Erzurum’da ise şehirdeki binalar içerisinde yalnız on üç han yapısı belirtilmektedir. Aynı salnamede Belediyenin yol yapımı çalışmalarında Kilise Hanı ve Pastırmacı Hanının isimleri geçmektedir.

XX. yüzyıl başlarında 1318 H./1900 M. hazırlanan Erzurum Salnamesinde han sayısı otuz beş olarak gösterilmiş, bu hanların önemli bir kısmının depo olarak kullanıldığı, insanlar ve hayvanların sağlıklarını tehdit eden yapılar durumuna geldiği vurgulanmıştır.
Kafkasyalı Kur. Yb. Fuat Bey tarafından çizilen 1320 H./1904 M. tarihli Erzurum haritasında şehrin yerleşim durumu, tarihi eserleri, okul ve otellerin listesi verilmektedir. Belge niteliği taşıyan bu haritada isimleri geçen hanlardan Derviş Ağa Hanı (Gümrük Hanı) Hacılar Hanı, Kamburoğlu Hanı günümüze ulaşan hanlar olup, 1887 M. tarihli Erzurum Salnamesinde de ismi geçen Kilise Hanı, Tophane Hanı, Nemlizade Hanı, Cebbarların Hanı, İt/ Yiğit Uyutmaz Hanı ve Zincirli Han günümüzde mevcut olmayan hanlardandır.
1950-1960 Erzurum
XX. yüzyıl başlarına ait bir diğer belge olan Fuat Bey haritasında da han sayısı otuz beş olarak gösterilmiştir. 1926 yılında kentin hanları, Türk Ticaret Salnamesinde (1926-1927) Hacılar Hanı, Aziziye Hanı, Hacı Ahmet Hanı, Kamburoğlu Hanı, Kapan Hanı, Komisli Hanı, Cennetzade Hanı, Kadıoğlu Hanı, Tütüncü Hanı, Gümrük Hanı ve Havuzlu Han olarak belirtilmiştir. Bu hanlardan Aziziye Hanı, Hacı Ahmet Hanı, Kadıoğlu Hanı, Tütüncü Hanı ve Havuzlu Hanın 1926’dan sonra yıkıldığı anlaşılmaktadır.

Kaynak: https://www.kafkas.edu.tr/dosyalar/sobedergi/file/005/9_0.pdf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder