26 Ağustos 2021 Perşembe

Çok Güzel Bir İnsan Daha Uçtu Bu Fani Dünyadan

 

Dünya, gittikçe çirkinleşmekte; hatır-gönül-vefa sadece adları kaldı. Bunlardan en çok söz edileni ise Vefa’dır! Oda İstanbul’da bir semtin adı olmasından ve meşhur Vefa Bozacısından dolayı!


Artık her şey maddiyetle ölçülmektedir ve zamanımızda en büyük meziyet kurnazlık ve bukalemun gibi davranabilmeyi becerebilmektir. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, Allah’ın selamı bile çıkar ilişkilerine göre verilmektedir. Her neyse, lafı uzatmayalım, acımız, kederimiz büyük!


Vefasızlığın zirve yaptığı, yaşadığımız şu dönemde pek farkında olmuyoruz ama güzel ve iyi insanlar, bu vaziyet karşısında çok üzülüyorlar ve canları acıyor! Bir şeyler yapmak için çabalamaya kalkışıyorlar ama tilki kurnazlığını ve bukalemun gibi ortama göre değişmeyi beceremediklerinden başarısız oluyorlar ve için için daha da çok üzülüyorlar!

Kıyamıyorlar, Melekler tutuyor ellerinden götürüyor Onları, ebedi saadet diyarına..  

Reşat Coşkun, Reşat Hocam, ne güzel bir insandı, ne güzel bir dosttu ve ne güzel bir öğretmen veya hocaydı! Ne güzel fikirleri vardı ve ne güzel yazılar, şiirler yazardı. Sevdiği insanlarla bulunduğu ortamda sohbetleri çok coşkulu olurdu. İnsana ve bütün mahlukata merhamet gösterir değer verirdi. Hiç kimseyle ilişkisinde bir çıkar ummazdı bir şey beklemek yerine, karşımdakine ne verebilirim derdindeydi hep!

Derviş ruhlu, modern bir insandı. Dünyanın, Ülkemizin, Şehrimizin derdi, Reşat Hoca’nın da derdiydi. Tanıdığı herkesin derdiyle dertlenir, sevinciyle sevinirdi! Her zaman iyimser-pozitif bir insandı. Bazen şehrin üstüne veya ülkemiz ya da herhangi bir konun üzerine sohbetler bir tartışma havasına girerdi. Karşısındaki tartışmanın dozunu yükseltmeye başlattığı an O, engin bilgisi, hoşgörü ve bilgece esprilerle bir anada tartışmayı keyifli bir sohbete çevirmeyi becerebilirdi.

Yıllarca arkadaşlığımız, dostluğumuz oldu. Erzurum Sevdası Dergisi’ni çıkardığımız zaman kendilerinden çok destek aldık. Her sayıda mutlaka O’nun fikrini alırdık ancak bazen O’nun önerilerine uymadığımızda olurdu. Hiç alınmaz, hatta mahcubiyetimizi gidermek için, böyle çok daha iyi olmuş derdi.



Aracıyla Şehrin her yanını gezdirir, fotoğraflar çekerken fikirler verir ve fotoğraf çektiğimiz yerler hakkında bilgiler verirdi.

Bazen beraberken, dışarıda okuldan öğrencilerine rastlardık. Öğrencileri O’nu gördüklerinde gözlerinin içi parlardı, içtenlikle, sevgi dolu bir saygıyla yaklaşırlardı ve çok değer verdikleri bir ağabeyleri gibi sohbet ederlerdi.



Kendisi Coğrafya Öğretmeniydi fakat coğrafyayla beraber öğrencilerine, tarihimizi, dini değerlerimizi ve insanlığı da öğretirdi.

Reşat Hoca, yazmakla bitmez. Ben ondan razıyım, Yüce Rabbimde İnşallah razı olsun. Eğer bir hakkım varsa helali hoş olsun, O’nun bir hakkı varsa, İnşallah mahşer alanında helal eder.

Reşat Hocam, O bana da Hocalık yaptı! O’ndan çok şey öğrendim. Allah O’ndan razı olsun, Yüce Allah gani gani rahmet eylesin, İnşallah mekanı Cennet olsun. Eşine ve çocuklarına Rabbim Sabır versin ve İnşallah Onlara hayırlı, huzurlu uzun ömürler nasip etsin.

Reşat Hocamla yıllar önce Ahi Toman Baba Türbesinin videosunu çekmiştik.

Daha büyük izlemek izin lütfen youtubeyi tıklayınız

Tarih, kültür ve turizm şehri Erzurum'a yakışmayan bir vaziyette, ilgisizlik ve vefasızlık sonucu viraneye dönüşmüş Ahi Toman Baba’nın evi ve türbesiyle ilgili 14.04.2013'te, Ahi Toman Baba Türbesi yanı başında, Araştırmacı-Yazar Reşat Coşkun’la yaptığımız röportajı, bu vefafızlığın giderilmesi ve türbenin - evin onarılarak Tarihi Şehir Erzurum'a kazandırılması husunda vesile olması umudu ve dileğiyle yeniden yayınlıyoruz.



Ve Reşat Hocamın, Editörlüğünü yaptığım Erzurum Sevdası Dergisi’nde çıkan bir yazısı.

Erzurum Belediye Tarihinden İlginç Notlar