Hacı Ahmet Baba Türbesinin bulunduğu ve Hüseyin Avni Ulaşın'da doğduğu köy olan Kümbet Köyü
Çat yolu üzerinde yaklaşık on sekizinci kilometrede Taşlıgüney köyünün önündeki köprünün hemen çıkışında sağa bir yol ayrımı ve bir tabela; “Hacı Ahmet Baba Türbesi, Kümbet Köyü, 2 km.” Çat yolundan ayrılıyoruz, Kümbet Köyü yönüne doğru. İki kilometre sonra Milli Mücadele Kahramanlarından Hüseyin Avni Ulaş’ın da doğduğu köy olan Kümbet’e ulaşıyoruz.
Kümbet Köyü de diğer köylerimiz gibi içler acısı bir durumda! Hemen kapı önlerindeki gübre yığınları, derme çatma evler.. Konumuz bu olmadığından dolayı fazla bir şey söylemeyeceğim.
Konumuza dönersek, Manevi mimarlarımızdan Hacı Ahmet Baba’nın türbesi önündeyiz şimdi. Türbe oldukça temiz ve düzenli. Bundan dolayı Kümbetlileri tebrik ediyor, teşekkürlerimi sunuyorum. Rivayete göre Hacı Ahmet Baba bu köyde bir ağanın hizmetinde çalışmaktaymış. Özellikle Cuma günleri, köylüler tarlalardan Cuma Namazı için köye dönerlerken Hacı Ahmet Baba’nın köyün üst tarafındaki dağlarda, Uci deresi denilen yere doğru gittiği görülürmüş. Onun dağlara doğru gittiğini görenler, Namaz kılmaktan kaçındığı için köyden uzaklaştığını düşünürlermiş ve bu yüzden de Beynamaz Ahmet derlermiş O’na!
Gün gelmiş Hacı Ahmet Baba’nın hizmetinde çalıştığı ağa Hacca gitmiş. Ağa bir gün Kâbe-i Şerifte tavaf ederken yorulmuş ve dinlenmek için bir kenara oturmuş. Bu ara karnı acıkmış ve canı hanımının pişirdiği helvadan çekmiş. Bu sırada köyde, Hacı Ahmet Baba ağanın hanımına gidip, “Ağam helva istiyor”, demiş. Hanım merhametli bir kadınmış. Kendince düşünmüş ki, “Demek ki Ahmet’in canı helva çekmiş, ağasını bahane ediyor, bir helva yapayımda yesin garip.” Helvayı hazırlayıp bir tabağa koymuş, üzerine de temiz bir bez örtüp Ahmet’i çağırmış; “Al götür helvayı ağana”, demiş. Ahmet helvayı alıp gitmiş. Bu sırada ibadetini tamamlayıp Kâbe-i Şerif’ten çıkmak üzere olan Ağa elinde sıcak helva tabağını bulmuş. Şaşkınlık içinde nereden geldiğini anlamaya çalışırken hayal meyal Ahmet’i görür gibi olmuş. Tabağı ve üzerindeki bezi incelemiş. Bunların köyde kendi evinde kullandığı şeyler olduğunu tanımış. Bunda bir keramet var deyip, eşyaları arasına yerleştirmiş.
Hac ibadetini tamamlayıp köyüne dönen Ağa, öncelikle hanımına, çantasından çıkardığı tabağı ve bezi göstererek helva olayını anlatmış. Hanımın şaşkınlıktan ağzı bir karış açık kalmış ve bir süre önce Ahmet’in kendisinden helva istediğini ve yapıp bu tabakla verdiğini söylemiş. Ağa, hemen toplanmış, bu sırada kendisini Hac’dan geldiği için ziyarete gelenleri de alıp, “Asıl Hacı Ahmet’tir, gidip onu görelim”, demiş ve Ahmet’in kaldığı eve gitmişler. Burada Ahmet’in vefat ettiğini görmüşler.
Derler ki, bazı ermişlerin kerametleri açığa çıkınca ahrete göçerlermiş.
Hacı Ahmet Baba türbesinde dualar edip, Fatihalarımızı hediye eyledikten sonra Kümbet Köy’ünden ayrılıyoruz.
Kümbetin batısında, üç-dört kilometre ötesinde, meşhur halk aşığı Erzurumlu Emrah’ın doğduğu köy olan Tambura köyü bulunmakta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder